Bahar Gelmiş Yüreğime



En sevdiğim zamanlara geldik. Terletmeyen ama pırıl pırıl havalar geldiii. 
 İnsanı evdeyken hapisteymiş gibi hissettiriyor. 
Cıvık sıcak havaları da hiç sevmem . Baharlar tam benlik. Ruhumu okşar, depresyondan çıkarır , yürek unutur da şükretmeyi bahar hatırlatır insana . 
Yaşadığını hisseder insan . Farkındalığı artar.

Ölmekten en çok bahar aylarında korkarım . 
İnsan hayranlıkla izliyor doğanın uyanışını ve bir gün toprak olup bunların hiçbirine şahit olamayacağını düşünüyor.
 Yani en azından ben öyle düşünüyorum .Belki önümüzdeki yıl doğa bensiz uyanacak ! Bu güzellikleri göremeyeceğim... 
 Ama istanbul'da her şeyi olduğu gibi baharı da tükettiler :( Kıştan çıkıp hooop kısa sürede yazın ortasına düşüveriyoruz.

2015 yılında yaptığımız çadır tatilinde İstanbul'da insanlar sıcaktan erirken , biz püfür püfür çam ağaçlarının altında tam 10 gün geçirmiştik .
 İstanbul'un sıcağı çok pis, kaçacak nefes alacak doğru düzgün bir yer yok !!! 
Bir de şehrin taaaam göbeğindeyseniz kenar köşede nefes alınacak tenha mekanlar size çok ama çok uzak demektir. 
Dünya trafik çekip 2 temiz hava almaktansa , soğuk bir duşu yeğliyoruz çoğu zaman :)

Bahar demek benim canım çekirdek ailem için bolca plan , bolca hayal demek .
Yıllardır tek bir hayalimiz var. İstanbul'dan gitmek.
 Oldurmak için bir şeyler denedik, çok fazla hesap kitap yaptık . 
Kpss'ye bile girdi Mustafa, hazırlandı ama olmadı.
 Kuzey Ege hayalimiz. Adı bile belli Burhaniye :) Ama ne yazıkkı tam bir emekli kasabası olan Burhaniye'de bize pek ekmek çıkmaz.

Paylaştığımız insanların önerisi ve yönlendirmesi ile pek çok seçenek geldi önümüze. 
Şuanda en içimizi ısıtan Bodrum fikri oldu. Tanıdık olması , iş konusunda yardım alabilecek olmamız iyice yüreklendirdi bizi .
Dolayısı ile bu yıl istikamet Bodrum olacak :) 
Bu yaz ve önümüzdeki yazı bodrumda geçirip araştırma yapacağız, dip bucak gezip acaba biz burada yaşayabilir miyiz ? diye soracağız kendimize. 
Cevap belli gerçi ama  :) Her tatilde gittiği yerlere aşık olan , çıtası pek yükseklerde gezmeyen mütavazi bir çiftiz . 
Şarköy aşıklarıyız biz neticede :)
 Minicik ufacık deniz kasabalarında mutlu olmayı çok iyi biliriz elbet :) 

Ne zaman mutsuz olsam bu koca fanusun içinde kendimi hep salaş kıyafetlerimle köy pazarlarından alışveriş yaparken hayal ediyorum .

 Mis kokulu pazarlar , taze otlar , lezzetli meyveler ...





İstanbul'un yazlarını 2 yıldır protesto ediyorum  aklımca. 
Ne meyvesi ne de yazı güzel. En sevdiğim meyveleri bir heves alıp elma gibi kütür kütür ve tatsız şekilde yemekten bıktım . 
Yazları kavun karpuz dışında hiçbir şey almıyorum eve. 
Yazın pazarda gezerken hep mırıldanırken buluyorum kendimi '' Güzel görünüyorsunuz ama tadınız berbat !!! Kokmuyorsunuz bile !!! Eğer bir gün buralardan gidersem çileği , kirazı, şeftaliyi kayısıyı yemelere doymiiiiycam :) ''

Ben günümüz şartlarına nispeten daha çocuk gibi büyüdüm. 
Bahçeli bir binada otururduk. Ayrıca sokağımız çıkmaz sokaktı. 
Karşımızda dut ağacı vardı sürekli tırmanır daha olmadan dutları yerdik . 
Bahçeden bahçeye gezer dururduk .En büyük yaramazlık cezam sokak yasağıydı. 
Cezalıysam eğer içim erirdi sokaktakileri izlerken ...
 90'ların en güzel zamanlarında , ( İstanbul'da ) sokakta büyüyen SON çocuklardık !!! 

Ama oğlumun yeni nesil çocuklar gibi '' '' bilgisayar bitkisi '' olarak büyümesini asla istemiyorum . Toprakla haşır neşir olarak, yalın ayak , özgürce koşturarak büyümeli . 

Çamurdan pasta yapmadan, sümüğünü koluna silmeden , sokağı bırakmamak için altına ıslatmadan büyüyen çocuk olmaz ki !!!

Sebeplerime sebep ekledim Ömer ile. 

Çok değil eğer hedeflediğimiz tarihte bu boktan şehri bırakıp gidebilirsek Ömer 3-3,5 yaşında olacak. Ömrünün sonuna kadar hatırlayacağı çocukluk yıllarında onu bu koca fanusta esir etmeyeceğiz :) 

Bodrum , Burhaniye yada x bir yer hiç farketmez. Yeşilin ve mavinin olduğu her yer bize hayallerimizdeki hayatı sunacaktır. Tek kaygımız iş ! Turizmci anne baba olmak içimizi biraz rahatlatsa da piyasalardaki belirsizlik yüzünden pek de şanslı gibi göremiyoruz kendimizi. 

Turizm umarım eski güzel günlerine döner ve biz hiç tereddütsüz buraları bırakıp gidebiliriz..Amiin ! 








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder