Nihayet "Dogum Hikayemiz"




Son 1 aydır geceleri üçer beşer cümle yazaraktan nihayet hikayemizi bitirmeyi başardım . Hamileliğim boyunca elimden geldiğince yazmaya çalıştığım blog günlüğümün Ömer' den önceki kısmını aşağıdaki hikayemizle noktaliyorum.Deli gibi tirstiğim suni sancı ve sezeryan doğumla nasıl yüzleştim ?06 mayıs 2016 da saat 15:30 da öğrendim ertesi gün Ömer'imize kavusacagimizi. Doktorum plesentada olan bir problem nedeniyle 40. Haftadan daha ileri gidemeyecegimizi anlattı.Korktum ilk önce , kendimizi en yakın cafeye atıp, daha hazır değilim diye yaklaşık 1 saat ağlayıp sızlandiktan sonra son hazırlıkları yapmak üzere tam anlamıyla koşturmaya başladık. Paşabahçe'ye çikolata kaselerimizi almaya gittik sonra Divan'dan içlerini çikolatalarla ve lokumlarla  doldurduk  . Ufak tefek birkaç alışveriş daha yapıp,akşam bana moral olması için en sevdiğim meyveleri pazardan toplayıp evin yolunu tuttuk. Valizleri açtık son kontrolleri yaptık . Bir yandan mutlu,bir yandan sonsuz gergindim . Yarın beni neyin beklediği ile ilgili en ufak bir fikrim bile yoktu. Biz panik ataktan muzdarip insanlar bu gibi durumları hiç sevmeyiz. Herşeyi en ince ayrıntısına kadar bilmeli ve tüm detaylara hakim olmalıyız. Belirsiz durumlar ise çok sıkıcıdır. Atak sebebidir . Sıkıntı verir. Tüm akşam sürekli birşeylerle ugraşşam da bir yandan meditasyon yapıp kendi kendimi rahatlatmaya çalışıyordum. Sanırım bu sayede gece şaşırtıcı derecede rahat bir uyku çektim 😊 sabah kahvaltımızı yapıp eşyalarımızı yükleyip hemen benim yatişimi yapmaya hastaneye gittik.  
  

Hastaneye taşınma öncesi

Evden son kez 2 kişi çıktık 

Biz doğurmaya gidiyoruz ✌

Yatışım yapıldı  ve ben bir anda suni sancı istemem direk sezeryan olsun gibi saçma bir cümle kurdum ( Nasıl korktuysam  😊)  neyse ki doktorum kabul etmedi. Damar yolu elimin üzerinden açıldı . Kan alındı . Deste deste kağıtlara imza atıldı veeeee suni sancı serumu belirdi uzaklardan 😊 İlk 2 saat neredeyse pek sancım olmadı tabi açilma da yok 😔 nst ye bağlı , stresli ve sıkılmış bir şekilde yatarken hemşirelere yatmak istemiyorum diye baskıya başladım sürekli hemşireleri çağırıp beni ne zaman kaldiracaksiniz diye kafa ütülüyordum . Yataktan kalkabildigimde ilk çatı muayenem geride kalmıştı . Ömer'in kanala girmeye niyeti yoktu, açilmada yoktu. Yataktan kalkınca moralim yerine geldi . Şiddetlenen sancılar ayakta daha rahat geçiyordu . Hem yürüyor hem pilates topu üzerinde çalışıyordum. Sancılar şiddetlense de keyfim yerindeydi. Resimler çekildi . WhatsApp gruplarima sürekli güncel resimler atıyor, durumdan herkesi bilgilendiriyordum . Yaklaşık 4 saatlik kısım baya iyi geçti . Ben rahat olunca , pilates topunun da etkisiyle sonraki çatı muayenesinde açıklık tam 4 cm olmuştu. Bu daha da moral oldu ama bir süre sonra doktorum geldi ve bebeğin başı hala kanala girmediği için sezeryan yapmamız gerektiğini anlatıp bizim tercihimizi sordu.

Aramız iyi o ara. Acı vermiyor pek. Suni sancı serumu kalp ben 😊



Nihayet yataktan kalkabildim pozu 

Doğuramasamda denedim diyorum . Vicdanım rahat 😊 


 Oy birliğiyle sezeryana karar verdik. Normal doğurmayı o kadar istiyordum ki daha doğrusu kesilmekten o kadar korkuyordum ki, herkes sezeryan için start verip koşuşturmacalara başlar başlamaz saatlerce keyifli ve relax bir şekilde sancıları karşılayan, güleryüzü ve sakinligiyle hemşirelerin ilgisini çeken ben ,başladım zırıl zırıl ağlamaya. Hıçkıra hıçkıra ağladım . Içimden "boku yedin kızım şimdi seni canlı canlı kesecekler!" diyip diyip ağladım. Apar topar fotoğrafçı arandı . Mustafa'yı aldım yanıma ve hızla ameliyathaneye cikarilirken hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ettim . Ailemle vedalaşırken beni görenin gözleri doluyor , mırıldanan dudaklardan herkesin bana dua okuduğu anlaşılıyordu.Ameliyathane kapısında ayırdılar Mustafa ile beni . O soğuk odaya alındım. Tepemde belki 10 kişi var. Herkes hızlı hızlı birşeyler yapıyor , koşuşturuyor. Bu arada iğnem yapıldı,uyuşma bekliyoruz. Etraftakilerin ne yaptıklarını takip etmeye çalışıyorum ama pek mümkün değil. O kadar hizlilar ki , eyvah diyorum şimdi beni Mustafa gelmeden kesecekler . Sonra hemşirelere yaptığım baskının aynısını tepemde uçuşan insanlara yapmaya başliyorum. Basliyormusunuz ? Ama benim kocam gelicek, fotoğrafçı gelecek, kocamı da alın içeri , kocam , kocam nerede diye kafa ütülerken biri sesleniyor 'kocayı içeri alın '. Derin bir ohhh çekiyorum. Mustafa geliyor bonesini takmış tedirginligi yüz ifadesinden dışarı çıkmış bütün ameliyathaneyi doldurmuştu 😊 Zeliha 'da fotoğraf makinesiyle içeri girince gönül rahatlığıyla kesilmek üzere çenemi kapattım . Arada damar yoluma vurduklarinda 'yavaş!! Acitiyorsunuzzzz' diye cirlamaktan da geri kalmadım tabii ki 😊 Derken sanırsın o masada bir insan evladı kesilmiyor başımdaki anestezi uzmanı ve hemşire başladı dedikodu yapmaya . Arada bana dönüp başıma gelecekleri anlatıp sakın olmamı söylüyorlar sonra giybete devam 😊 Nedenini bilmiyorum ama içimde dehşet bir hareket etme isteği var. Önce başımı sağa sola çeviriyorum . Uyarılara rağmen başımı çevirmeye devam edince,Mustafa'ya kafamı sabitleme görevi veriliyor , kafamı oynatamayinca parmak uçlarımı hareket ettiriyorum. Acı elbetteki yok ama karnımın üzerindeki 2 çift elin ne yaptığını gayet net hissediyorum . Sonra Ömer'in çıkması için biraz bastiracaklarini söylüyorlar , bir sarsintinin ardından ağlama sesi çınlıyor odada. Gözyaslarimiza start verilmiş gibi aynı anda ağlamaya başlıyoruz Mustafa ile, bir yandan hıçkıra hıçkıra ağlarken, bir yandan şükürler , dualar dökülüyor dudaklarımdan . Sonra içimde tuhaf bir heyecan belirdi ve başımdaki dedikoducu ekipten biri "Heyecan yaptık galiba" dedi ve ben birden leyla gibi oldum . O anda ne yaptı çözemedim ama sanki 1 büyük rakıyı tek başıma devirmiş gibiydim. Ömer'i yanağıma doğru verdiklerindeki kısmı çok net hatırlamıyorum bu yüzden 😞 ama bol bol ağlaştık onu çok net hatırlıyorum . (Verdiğimiz en doğru kararlardan biri de Mustafa'nin yanımda olup , o eşsiz anlarda benimle beraber olmasıydı sanırım ) 


Sonra Ömer ,Mustafa ve Zeliha odadan çıktı, dikilmek üzere bir başıma kaldım . 10 dakikada Ömer'e kavuşup, 15 dakika dikilmeyi bekledim . İlk 10 dakika zırt diye geçerken,sonraki 15 dakika 15 yıl gibi geçti. Dikildikten sonra kısa bir ısıtma işleminin ardından odaya gitmek üzere yola çıktık . Oda süslemeleri tamamlanmış .


 Ömer'i hazırlamışlar . Yarım saat önceki gerginlik yerini gozbebeklerinden kalpler fişkirtan , Mutlu - Musmutlu kocaman bir aile tablosuna bırakmıştı. Sonrası çok kalabalık , çok gürültülü . Hafızamda bir uğultu gibi.Net olan tek görüntü ise hemşirenin kollarında bana doğru gelen, koca gözleriyle çipil çipil ağlamadan etrafa bakinan can parçam 💞Uzak yollardan, taaa canımın içinden geldi kollarımıza 😍 Ilk görüşte aşk diye buna denir işte .


1 saat önce sancilarin da etkisiyle karnımda dört dönen minik bebeğim kanlı canlı kollarımda 😍😍 Sonrası ise her annenin yapmış olduğu gibi . Sıfır uykuyla, acaba nefes alıyor mu?? diye kontrol ederek geçti . Şükürler olsun ki ikimizde herhangi bir sağlık sorunu yaşamadan planlandığı vakitte evimize vardık . 
Günler haftaları , haftalar ayları kovaladı ve daha dün gibi dünyaya gelişine saniye saniye şahit oldugum bebeğim , 3. Ayını doldurdu da annesine gülücükler, kahkahalar atmaya başladı bile ...

Hayatımıza katılacağını öğrendiğimiz ilk andan beri bize hiçbir zorluk yaşatmayan, kendimi dünyanın en prenses hamilesi gibi hissettiren , Aynı bedende bize verilen sürenin tamamlanmasinin ardından ise ufak bir müdahale ile sorunsuz aramıza katılan bebeğim ... Sen kocaman bir puzzle in en son parcasiydin. Sayende Biz olduk , aile olduk , Tamam olduk 😍

Sonrası mı ???




Sonrası  bebe mavili , toz pembeli , bombilibilibiliboooom 😊




*** Yine telefondan hazırlamak zorunda olduğum yazım otomatik düzeltme ve telefondaki  yavaslik sebebiyle hatalarla doldu ama yazıyı hazırlarken uyku vaktimden yediğim için titiz bir düzeltme yapamıyorum maalesef 😔 

Devamını Okuyun...