Eveet !!! Sabah kalktık , her zaman ki gibi karnım zil çalıyor. Hatta ötüyor , haykırıyor !!! 12 saat boyunca hiçbir şey yemedim diye, baş kaldırıyor, isyan ediyor. Eyvah !!! Bu açlıkla nasıl geçecek vakit derken, o berbat içeceği içtik, - Minik bir hile ile dibinden 2 parmak kadarlık kısmı içmiş gibi yapıp çöpe attım. İçtikçe ızdıraba dönüşen iç bayıcı bir tadı var çünkü !!! - toplamda 4 tüp kan verdik, delik deşik olduk Sonra koşa koşa kahvaltı ettik . İçeceği benden önce tadıp , tadını anlatıp ' abartılacak birşey yok be kızımm ' diye beni teselli eden , tüm bekleme süresince ağzına lokma koymayan kocacık da küçük çaplı bir yükleme yapmış oldu kendine . Beni görünce ' vaaaaay çok iyi görünüyorsun ! ' diye tepki veren doktorumuz , çekilen çilenin mükafatı olarak hemmen Ömer'i gösterdi bize. Sonuçlarımızı aldık ve derin bir ' ohhh ' çektik derken, benim dobişkomun kilosu fazla çıkınca yine yasaklar listesini cebimize koyup evin yolunu tuttuk. Annesine kavuşmak için aceleci davranan oğlumuz yaklaşık 1 hafta 3 gün falan önden gidiyor. Bu kadar dikkat edip , ilaç içerken demirin hala sınırda çıkması günün en sinir bozan haberi oldu . Ama bunun sıkıcılığını gölgede bırakacak bir diğer gelişme ise böbreklerdeki problemde bir ilerleme olmamış :) Aynı bıraktığımız gibi duruyor !!! Çok şükür ...
Hastanede bekleme salonunun tam karşısında böyle cici bir 'Cake House ' vardı . Tam 2 saatim,misss gibi kahve kokuları arasında, o an için bana dünyanın en lezzetlisi olarak görünen çikolatalı keklere bakınıp , iç geçirip, onlara saldırmamak için ufak meditasyonlar yaparak geçti :) Ramazanda, son dakikaları sofra başında geçirdiğimiz gibi , Cake House'a karşı geçirdiğim saatler sanki testi daha makbul kıldı :) Bendeki maneviyatı öyleydi en azından :)
Geçen hafta, başı yukarıda olduğu için alttan tekmeleyip , zaman zaman canımı yakan, kasıklarımdaki ağrıdan dolayı beni kıvrandıran Ömer, bu hafta tam tersi bir şekilde baş aşağı ' ce'eeeee ' dedi bize. Her hafta ayrı bir poz, ayrı tripler. Detaylı ultrasonda eli kulağında verdiği ezan okuma pozu sedebiyle , doktor; 'Bu çocuğun adını Bilal koyun' demişti. Bu sefer ise parmakları sanki bize hareket çekiyor gibiydi. . ' Ayy bu bebe pek bir terbiyesiiiz' diye tepki aldık bu hafta doktordan :) Oğluma laf yok !!! Şuanda kişiliğini bulmaya çalışıyor içeride. Ekmek elden su gölden :) İç hesaplaşmaları için bolca vakti var nasıl olsa :)
23.01.2016 diye not almak istiyorum buraya. İlk çorap giyememe tarihi olarak . Akşam yemeğinden sonra kendimden çok emin bir şekilde 'haydi bismillaaah' diye eğilip çorap ve ayağımı bir türlü denk getiremedim. Yemek sonrası oluşuna bağlıyorum ama neticede bu bir ilk :) Tepeden kuşbakışı görüntüde de zaten ayaklar iyice kayboldu . Ufak manevralarda tabi ki görünüyorlar ama dik durunca belden aşağısı yok gibi bir şey:)
Hareketler zorlaşıyor. Sıcak basması gece uykuda gelince çok sıkıcı . Mustafa da alıştı artık bir debelenme, hafiften ıkıntı gibi bir ses duyunca direk uzatıveriyor kolunu artık otomatik olarak. Ona asılıp dönmek veya kalkmak işimi kolaylaştırıyor. Bel ağrılarım için aşağıdaki yastığın içinde yattığımdan ve şişmeye devam ettiğimden hareketlerim artık çok kısıtlı. Yastık ilk yattığımda tabut hissi veriyordu ama haftalardır iyice alıştık birbirimize :)
Mide yanmalarım .... Tüm mutluluğuma gölge düşüren. Özellikle yatarken. Yukarıdaki yastığın üzerine başımın altına 1 yastık daha alıp neredeyse oturur vaziyette uyumaya çalışıyorum bazen ! Yatarken mide kaynamasına ise işaret dili koyduk . Mustafa'yı dürtüp elimi gırtlağıma götürüp fokur fokur kaynama işareti yapıyorum . Bu demekki ' kaynama geldi ,neredeyse kusucam çabuk beni doğrult ! ' böylelikle ivedi bir şekilde kalkıp, doğruluyorum ve o acı su tekrar çıktığı yere yavaaş yavaş geri iniyor :)
Jr Zengin'i beklerken işte böyle geçiyor vakit. Tam 6 hafta kaldı izne çıkmaya. Evde yapacak işlerim kalsın diye pek birşey yapmıyorum . Daha önceki haftalar da yapmış olduğum bebek ajandama herşeyi araştırıp yazıyordum. Notlar tutuyordum. Bir yerde duyduğum ve ne olduğunu öğrenmem gereken şeyleri anında açıp küçük küçük not ediyordum.Hatta fotoğrafçı görüşmemde Derya'da şaşırmıştı . 'Ne kadar çok kişiyle irtibata geçmişsin , şu ne kadar fiyat vermiş bakiiim, aaa buna da mı yazdııın ' diye.
Sadece bu hafta Jr'ın odası tadilata giriyor. Yıkım döküm işleri , sonra boya badana yapılacak tüm eve. Odasına yaptıracaklarımızı zaten beğendik , tadilat biter bitmez siparişlerini vereceğiz. Olan biten sadece bu . Bunların dışında anası bir çöp bile almadı oğluna. Kendi boğazından başka birşey düşünmüyor çünkü bu aralar :)
İzne çıkınca herşeyi yavaş yavaş, keyifli keyifli hallederiz, ana oğul başbaşa :) 6 hafta nedir ki ? Şıppadanak geçip gider :)